Prof. Dr. Sezai AydınPROF. DR. SEZAİ AYDINGenel Cerrahi Ankara
  1. Türkçe
  2. English
  3. German
İLETİŞİMMENÜ

Genital Siğil Tedavisi İstanbul

Genital Siğil Tedavisi İstanbul

Genital siğil nedir?

Genital siğil, Human Papilloma Virüsü (HPV)’nin neden olduğu bir hastalıktır. Hem kadınlarda hem erkeklerde görülebilir. Çoğunlukla cinsel yol ile bulaşmasına rağmen düşük ihtimalle başka bulaşma yollarıda bilinmektedir. Cinsel yolla bulaşan en yaygın enfeksiyonlardan biridir. Dünyada milyonlarca insanı etkileyen bu hastalık özellikle rahim ağzı kanseri (serviks ca) başta olmak üzere başka kanser türleriyle de ilişkili olması sağlık açısından büyük önem taşır. HPV’nin bazı türleri zararsızken, bazı türleri kansere yol açabilmektedir.

HPV Nedir?

HPV, çift sarmallı DNA virüslerinden biridir. Bu virüsün 200’den fazla tipi tanımlanmıştır. Bu tiplerin bazıları düşük risklidir (genital siğillere neden olabilir),bazıları ise yüksek risklidir ve kanserle ilişkilidir. Özellikle HPV tip 16 ve 18, rahim ağzı kanserlerinin yaklaşık %70’inden sorumludur.

Düşük Riskli HPV Tipleri

  • Genellikle genital siğillere neden olurlar, ama kansere yol açmazlar.
  • En bilinenleri:HPV 6 ve HPV 11
  • Genital siğillerin %90’ından bu ikisi sorumludur.

Yüksek Riskli HPV Tipleri

  • Hücrelerde anormal değişikliklere ve kanserlere (özellikle rahim ağzı kanseri) neden olabilir.
  • En tehlikeli olanlar:HPV 16 ve HPV 18
  • Bu iki tip, rahim ağzı kanseri vakalarının %70’inden sorumludur.
  • Diğer önemli yüksek riskli tipler:HPV 31, 33, 45, 52, 58

HPV 6 ve 11: Genital siğillerin başlıca nedenleridir, ancak kansere yol açmazlar.

HPV 16 ve 18: Rahim ağzı kanserlerinin yaklaşık %70'inden sorumludur.

HPV 31, 33, 45, 52, 58: Yüksek riskli türlerdir ve kanser gelişimiyle ilişkilidir.

HPV 26, 53, 66, 67, 70, 73, 82: Olası kanser riski taşıyan türlerdir; ancak bu türlerin kanserle ilişkilendirilmesi konusunda sınırlı kanıtlar bulunmaktadır.​

  • Toplam HPV tipi: 200+
  • Cinsel yolla bulaşan tipler: ~40
  • Yüksek riskli, kanser yapabilen tipler: ~14 (özellikle 16, 18, 31, 33...)
  • Düşük riskli, siğil yapan tipler: 6, 11 başta olmak üzere birkaç tane

HPV'nin Türkiye’de En Sık Görülen Türleri

  • HPV 16 (en çok kansere neden olan tür)
  • HPV 18
  • HPV 51
  • HPV 52
  • HPV 31

İstanbul'da yapılan çeşitli bilimsel çalışmalar, HPV (Human Papillomavirus) enfeksiyonunun yaygınlığını ve genotip dağılımını detaylı bir şekilde ortaya koymaktadır. İşte öne çıkan bazı bulgular:​

HPV enfeksiyonu İstanbul'da yaygındır, özellikle genç kadınlar arasında yüksek prevalans gözlemlenmektedir.

HPV-16, en sık görülen yüksek riskli türdür ve servikal kanser gelişiminde önemli bir rol oynar.

Çoklu HPV enfeksiyonları ve yüksek riskli türlerin varlığı, düzenli tarama ve aşılama programlarının önemini vurgulamaktadır.

Eşcinsel erkekler arasında HPV enfeksiyonu, özellikle anal seksin yaygın olması ve bağışıklık sistemiyle ilgili faktörler nedeniyle daha sık görülebilir. HPV, anal kanser gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği için, HPV enfeksiyonlarına karşı korunmak çok önemlidir. HPV aşısı bu enfeksiyonları önlemek ve HPV'nin yol açabileceği kanser riskini azaltmak için etkili bir koruma yöntemidir. Ayrıca, düzenli sağlık kontrolleri ve korunma yöntemleri, HPV'nin yayılmasını engellemeye yardımcı olabilir.

Araştırmalar, eşcinsel erkeklerin HPV enfeksiyonuna daha yatkın olduğunu ve bu grubun genellikle heteroseksüel erkeklere göre daha yüksek oranlarda HPV enfeksiyonu taşıdığını göstermektedir. Örneğin, yapılan bazı çalışmalar, eşcinsel erkekler arasında HPV enfeksiyonunun oranının %40 ile %70 arasında değişebileceğini belirtmiştir.

Heteroseksüel erkeklerde bu oran genellikle %20-50 civarındadır.

HPV'nin eşcinsel erkekler arasında prevalansı, heteroseksüel erkeklere göre daha yüksektir. Özellikle anal seksin yaygın olması ve HIV ile ilişkili bağışıklık sistemi zayıflığı, bu grubun HPV'ye daha fazla maruz kalmasına neden olur. Bu nedenle, eşcinsel erkekler arasında HPV enfeksiyonunun yaygınlığını azaltmak için HPV aşısı, düzenli sağlık kontrolleri ve korunma yöntemleri büyük önem taşır.

Human Papilloma Virüsü (HPV) Prevalansı

HPV'nin prevalansı, yani toplumda ne kadar yaygın olduğu yaşa, cinsiyete, cinsel davranışlara ve coğrafyaya göre değişir. Ancak genel olarak:

Dünya Genelinde HPV Prevalansı

  • Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, cinsel aktif insanların %80’i hayatlarının bir döneminde HPV ile karşılaşır.
  • Genç erişkinlerde (özellikle 15–25 yaş arası) HPV görülme oranı en yüksektir.
  • Gelişmekte olan ülkelerde rahim ağzı kanseri oranı daha yüksek olduğu için, yüksek riskli HPV türlerinin prevalansı da daha yüksektir.

Türkiye’de HPV Prevalansı

Türkiye'deki çalışmalar farklılık gösterse de genel olarak;

  • Kadınlarda HPV görülme oranı %10-25 arasında değişir.
  • Yüksek riskli HPV türleri (örneğin HPV 16 ve 18),pozitif vakaların %60’ından fazlasını oluşturur.
  • Erkeklerde HPV taşıyıcılığı daha az çalışılmıştır ama %20-50 arasında olduğu tahmin ediliyor.

Türkiye'de HPV prevalansı yapılan çalışmalara göre değişiklik göstermektedir. Genellikle HPV pozitiflik oranları %10 ile %36 arasında değişmektedir. En sık görülen yüksek riskli HPV türleri HPV 16, HPV 31, HPV 51 ve HPV 52 olarak tespit edilmiştir. Genç yaş gruplarında (özellikle 17–34 yaş) HPV pozitiflik oranı daha yüksek bulunmuştur.​

HPV'nin neden olduğu rahim ağzı kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarının önlenmesi için HPV aşısı önemli bir koruyucu yöntemdir. Türkiye'de HPV aşısı şu an ulusal aşılama programında yer almamakla birlikte, aşılar mevcuttur ve kadınlar arasında aşılama oranları artmaktadır.

İstanbul'da yapılan çeşitli bilimsel çalışmalara göre, HPV (Human Papilloma Virüsü) enfeksiyonunun prevalansı farklı yaş grupları ve klinik durumlara göre değişiklik göstermektedir. İşte İstanbul'da HPV prevalansı hakkında öne çıkan bazı bulgular:​

İstanbul'da 4879 Tarama Üzerine Yapılan Çalışma (2001–2019)

İstanbul'da 2001–2019 yılları arasında yapılan bu çalışmada, 4879 tarama sonucu incelenmiştir. Bulgular:

  • HPV pozitiflik oranı %10.8 bulunmuştur.
  • En sık görülen HPV türleri HPV 16 (%32),HPV 6 (%17) ve HPV 11 (%9) olarak tespit edilmiştir.
  • Düşük riskli HPV türleri arasında HPV 6 ve HPV 11, yüksek riskli türler arasında ise HPV 16 öne çıkmıştır. ​

İstanbul'da 2285 Kadın Üzerine Yapılan Çalışma (2018–2020)

İstanbul'da 17–76 yaş arasındaki 2285 kadının rahim ağzı örnekleri incelenmiştir. Bulgular:

  • HPV pozitiflik oranı %36.3 (829/2285) bulunmuştur.
  • En sık görülen yüksek riskli HPV türleri sırasıyla HPV 16 (%30.9),HPV 39 (%14.6) ve HPV 51 (%14.2) olarak tespit edilmiştir.
  • Genç yaş grubunda (17–34 yaş) HPV pozitiflik oranı %44.1 ile en yüksek bulunmuştur.
  • Bu sonuçlar ile yıllar geçtikçe İstanbul genelinde genital siğil görülme sıklının arttığını görmekteyiz.
  • Eğer İstanbul'da HPV aşısı yaptırmak isterseniz, aile sağlığı merkezleri, devlet hastaneleri ve özel sağlık kuruluşları bu hizmeti sunmaktadır.

HPV, dünya çapında çok yaygın bir enfeksiyon olmasına rağmen, çoğu insan semptom göstermez ve kendiliğinden iyileşir. Ancak, yüksek riskli türlerin kanser gibi ciddi hastalıklara yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu yüzden HPV aşısı ve düzenli taramalar, önemli koruyucu yöntemlerdir.

HPV (Human Papillomavirus) için doğrudan bir tedavi yoktur çünkü HPV virüsü genellikle vücut tarafından kendiliğinden temizlenir. Çoğu durumda, HPV enfeksiyonu birkaç yıl içinde kendi kendine iyileşir. Ancak, HPV'nin neden olduğu bazı sağlık sorunlarının tedavisi ve virüsün etkilerinin yönetimi mümkündür. Tedavi, genellikle HPV'ye bağlı semptomlar veya komplikasyonlar için yapılır.

HPV Bulaşma Yolları

HPV, en sık olarak cinsel yolla bulaşır. Bu bulaşma vajinal, anal veya oral seks şeklinde görülür. Bu hastalık belirti göstermeyen kişilerden de bulaşabilir. Nadiren de doğum sırasında anneden bebeğe geçiş görülür. Bu sadece cinsel ilişki değil; cilt teması, öpüşme ya da ortak havlu kullanımı gibi yollarla da geçebilir.

HPV (Genital Siğil) Belirtileri

Genital siğile neden olan HPV virüsü çoğu kez belirti göstermez ve bağışıklık sistemi tarafından birkaç yıl içinde kendiliğinden temizlenebilir. Ancak bazı durumlarda virüs kalıcı hale gelir ve hücrelerde değişikliklere neden olarak kansere dönüşüm gözlenir. Genital siğiller HPV nin neden olduğu en yaygın bulgudur. Çoğu zaman HPV bulaşsa bile hiçbir belirti vermez ve kendi kendine geçer. Ama bazı insanlarda siğiller çıkabilir. Özellikle genital bölgede çıkan siğiller, HPV’nin düşük riskli türlerinden kaynaklanır. Virüs yıllarca vücutta kalıp zamanla kansere neden olabilir.

Genital Siğil Belirtileri Nelerdir?

Genital siğiller, insan papilloma virüsünün (HPV) belirli tiplerinin neden olduğu, mukozal veya keratinize genital deride ortaya çıkan benign proliferatif lezyonlardır. En sık HPV tip 6 ve 11 sorumludur. Klinik olarak ortaya çıkış şekli, enfekte bireyin bağışıklık durumu, enfeksiyonun süresi ve genital bölgenin anatomik özelliklerine göre değişkenlik gösterir.

a. Kadınlarda ve Erkeklerde Görülme Yerleri

Kadınlarda genital siğiller en sık vulva, perine, perianal bölge ve servikal mukozada görülürken; erkeklerde penis şaftı, glans penis, skrotum ve anüs çevresi gibi bölgeler en sık etkilenen alanlardır. Her iki cinsiyette de oral-genital temasla bulaşmış siğiller ağız, dudak ve farinks gibi bölgelerde de saptanabilir. Özellikle immünsüprese hastalarda, lezyonlar daha yaygın ve atipik dağılımda olabilir.

b. Görsel ve Fiziksel Belirtiler

Lezyonlar tipik olarak deri renginde veya hafif hiperpigmente, yumuşak, papillomatöz çıkıntılar şeklinde tanımlanır. Tekli veya çok sayıda, küçük kabarcık benzeri yapılar halinde olabilir. “Karnabahar görünümü” en sık tanımlanan formdur. Bazı lezyonlar minimal kabarıklıkla ya da düz yüzeyli olarak saptanabilir ve bu durumda kolposkopik değerlendirme gerekebilir.

Fiziksel olarak çoğu hasta asemptomatiktir; lezyonlar yalnızca görsel olarak fark edilir. Ancak, bazı bireylerde lezyonların büyüklüğüne, lokalizasyonuna ve temas durumuna bağlı olarak şu yakınmalar ortaya çıkabilir:

  • Kaşıntı: Özellikle vulvar veya perianal yerleşimli lezyonlarda irritasyona bağlı kaşıntı görülebilir.
  • Ağrı: Lezyon travmatize olduğunda, sürtünme veya cinsel ilişki sırasında hassasiyet, batma hissi veya ağrı oluşabilir.
  • Kanama: Üzeri tahriş olan siğiller temasla veya cinsel ilişki esnasında kanayabilir.

Subklinik HPV enfeksiyonları gözle görülür siğil oluşturmadan da var olabilir ve yalnızca özel muayene teknikleriyle saptanabilir. Bu durum, özellikle servikal ve perianal lezyonlarda önem arz eder.

Genital Siğil Tedavisi İstanbul

Genital siğillerin tedavisinde temel hedefler arasında lezyonun ortadan kaldırılması, semptomların giderilmesi ve kozmetik iyileşme yer alır. HPV enfeksiyonu tedavi edilemese de, lezyonların ortadan kaldırılmasıyla viral yük azaltılabilir ve bulaştırıcılık düşürülebilir. Tedavi yöntemi seçilirken; lezyon sayısı, boyutu, lokalizasyonu, hastanın tercihi ve immün durumu dikkate alınmalıdır. Aşağıda en sık başvurulan tedavi yöntemleri detaylı şekilde ele alınmıştır:

1. Kriyoterapi (Dondurma Yöntemi)

Kriyoterapi, sıvı azot kullanılarak lezyonun dondurulması ve nekrotize edilmesi esasına dayanır. Epitel hücrelerinin donarak yıkıma uğraması, siğilin tahrip olmasını sağlar. Genellikle birkaç saniyelik uygulamalarla 1–3 seans yeterli olabilir. Avantajları arasında uygulama kolaylığı, hızlı iyileşme ve düşük maliyet yer alır. Dezavantajları ise hipopigmentasyon riski ve lokal ödemdir. Ağrısız olması nedeniyle genital bölgede sıklıkla tercih edilir.

2. Elektrokoterizasyon (Yakma Yöntemi)

Bu yöntemde elektrik akımı ile oluşturulan ısı enerjisi kullanılarak lezyonlar koagüle edilir. Özellikle daha büyük ve keratinize siğillerde etkilidir. İşlem lokal anestezi altında uygulanır ve genellikle tek seansta tamamlanabilir. Enfeksiyon ve skar gelişimi açısından dikkatli postoperatif takip gerekir. Ağrılı bir yöntem olabileceğinden hasta bilgilendirilmelidir.

3. Lazerle Genital Siğil Tedavisi

Karbon dioksit (CO₂) lazer ya da Er:YAG lazerler, siğil dokusunu buharlaştırmak için kullanılır. Özellikle geniş yüzeyli, mukozal yerleşimli veya tedaviye dirençli lezyonlarda etkinliği yüksektir. Lazer tedavisi, minimal kanama ve çevre dokuya sınırlı hasar avantajı taşır. Ancak maliyeti yüksektir ve özel cihaz gerektirir. Lokal veya genel anestezi altında yapılabilir. Nüks oranları, cerrahiye kıyasla düşüktür.

Genital Siğil Tedavisi İstanbul

4. Cerrahi Eksizyon

Lezyonun bistüri veya makas yardımıyla tamamen çıkarılması esasına dayanır. Genellikle büyük boyutlu, atipik veya malignite şüphesi içeren siğillerde tercih edilir. Histopatolojik değerlendirme yapılabilmesi avantaj sağlar. Ancak yara iyileşmesi uzun sürebilir ve skar riski mevcuttur. Lokal anestezi altında kısa sürede uygulanabilir.

5. Topikal (Sürme) İlaç Tedavileri

Topikal tedaviler, hastanın evde kendi kendine uygulayabileceği seçenekler sunar ve özellikle küçük ve sınırlı lezyonlarda etkilidir. En yaygın kullanılan ajanlar şunlardır:

  • Imiquimod 5% krem: Bağışıklık sistemini uyararak interferon-alfa ve diğer sitokinlerin salınımını artırır. Genellikle haftada 3 kez uygulanır, tedavi süresi 8-12 hafta olabilir.
  • Podofilin veya podofilotoksin: Mitoz inhibisyonu yoluyla siğil hücrelerini yok eder. Uygulama sıklığı ve süresi doktor kontrolünde belirlenmelidir.
  • Sinecatechins: Yeşil çay ekstresinden elde edilir. Hafif-orta şiddette lezyonlarda kullanılabilir.

Topikal tedavilerin avantajı non-invaziv olmalarıdır. Ancak sabır gerektirir, lokal irritasyon ve yanma gibi yan etkiler gözlenebilir.

Genital Siğil Tedavisi Öncesi ve Sonrası Bilgilendirme

Genital siğiller, çoğunlukla cinsel yolla bulaşan Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonunun düşük riskli tiplerine (özellikle HPV 6 ve 11) bağlı olarak gelişir. Tedaviye başlamadan önce hasta, siğillerin viral bir enfeksiyondan kaynaklandığını, tedavinin siğilleri ortadan kaldırdığını fakat HPV enfeksiyonunu tamamen yok etmediğini bilmelidir. Bu durum, ileride siğillerin nüks edebileceği anlamına gelir.

Tedavi öncesi bilgilendirme şunları içermelidir:

  • HPV'nin yaygın bir enfeksiyon olduğu ve bağışıklık sistemi tarafından çoğu zaman kontrol altına alındığı,
  • Siğil tedavisinin kozmetik ve bulaşıcılığı azaltmaya yönelik olduğu,
  • Tedavi sonrası HPV'nin hâlâ vücutta latent kalabileceği,
  • Bağışıklık durumunun ve yaşam tarzının nüks riskini etkileyebileceği.

Tedavi sonrası hastaya aktarılması gerekenler:

  • Ciltteki lezyonlar tedavi edilse de bağışıklık sistemi zayıfladığında yeni siğiller çıkabileceği,
  • Partner bulaş riskini azaltmak için kondom gibi bariyer yöntemlerin önerildiği,
  • Düzenli kontrol muayenelerinin önemli olduğu.

Genital Siğil Tedavisi İstanbul Kliniğinde Kaç Seans Gerekebilir?

Genital siğil tedavisinde seans sayısı, siğillerin sayısı, yerleşim yeri, büyüklüğü, bağışıklık durumu ve seçilen tedavi modalitesine göre değişkenlik gösterir. Kliniğimizde uygulanan kriyoterapi, elektrokoterizasyon, lazer ablasyon ve topikal ajanlarla tedavide genellikle 2 ila 6 seans yeterli olmaktadır. Ancak bazı hastalarda özellikle immünsüpresif bireylerde veya yaygın lezyon varlığında bu sayı artabilir. Tedaviye yanıt, genellikle ilk 1-2 seansta belirginleşir; ancak rekürrens riski nedeniyle tedavi sonrası 6 aya kadar düzenli takip önerilir. Seanslar genellikle 7-14 gün aralıklarla planlanmakta ve her kontrol muayenesinde yeni oluşumlar değerlendirilerek gerekirse müdahale edilmektedir. Tedavi süresi kişiselleştirilmekte olup, nihai amaç hem mevcut lezyonları ortadan kaldırmak hem de viral yükü minimize etmektir.

Genital Siğil Tedavisi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Tedavi sonrası süreç, uygulanan yönteme bağlı olarak değişir (kriyoterapi, elektrocerrahi, lazer ablasyon, topikal ajanlar vb.). Ancak genel olarak aşağıdaki öneriler geçerlidir:

  • Lezyon bölgesi temiz ve kuru tutulmalıdır. Nemli ortam sekonder enfeksiyon riskini artırır.
  • Sürtünme ve travmadan kaçınılmalıdır. Dar iç çamaşırı ve sıkı kıyafetler iyileşmeyi geciktirebilir.
  • Banyo yaparken sıcak su ve sabunla temas sınırlanmalı, bölge nazikçe kurulanmalıdır.
  • Cinsel ilişkiye bir süre ara verilmelidir (ayrıntısı bir sonraki başlıkta).
  • Eğer topikal tedavi uygulandıysa, doktor önerisi dışında krem/losyon kullanılmamalıdır.
  • Kontrol muayenesi genellikle 3-4 hafta içinde önerilir. Nüks varlığı erken saptanmalıdır.

Genital Siğil Tedavisi Cinsel Yaşama Ne Zaman Dönülmeli?

Genital siğil tedavisinden sonra cinsel aktiviteye dönüş zamanı, uygulanan tedavi yöntemine ve lezyonların iyileşme sürecine bağlı olarak değişir. Genel olarak, tüm lezyonların tamamen epitelize olması ve lokal inflamasyonun gerilemesi beklenmelidir. Bu da çoğunlukla 3 ila 4 hafta sürebilir. Ablatif tedaviler sonrası mukozal dokunun iyileşmesi ortalama 21 gün sürer. Bu dönemde cinsel ilişki önerilmez çünkü hem partnerin enfekte olma riski devam eder hem de epitelizasyon tamamlanmadan gerçekleşen ilişki, yeni lezyonların oluşumunu kolaylaştırabilir. Ayrıca kondom kullanımı HPV’ye karşı %100 koruma sağlamaz; dolayısıyla yalnızca bariyer korunma yöntemlerine güvenmek yeterli değildir. Cinsel partnerin de değerlendirilmesi ve gerekirse eş zamanlı takibi önem arz eder.

Gebelikte Genital Siğil Tedavisi

Gebelik döneminde genital siğil tedavisi dikkatle planlanmalıdır çünkü hem annenin hem de fetusun sağlığı gözetilmelidir. HPV enfeksiyonu, gebelerde hormonal ve immünolojik değişikliklere bağlı olarak daha hızlı büyüyebilir. Özellikle doğum kanalında yer alan büyük kondilomlar, doğum sırasında mekanik obstrüksiyon oluşturabileceği gibi, nadiren de olsa yenidoğanda laringeal papillomatozis riskini artırabilir. Bu nedenle büyük ve doğum kanalına yakın lezyonlar genellikle gebeliğin ikinci trimesterinde tedavi edilir. Kriyoterapi, güvenli kabul edilen bir yöntemdir ve gebelerde sıklıkla tercih edilir. Elektrokoter ve lazer ise dikkatli seçilmiş olgularda kullanılabilir. Topikal ajanlardan podofilin türevleri gebelikte kontrendikedir. Gebe hastalarda tedavi kararı verirken, lezyonun yaygınlığı, semptom varlığı, doğum zamanı ve obstetrik riskler birlikte değerlendirilmelidir.

Genital Siğil En Hızlı Nasıl Geçer?

Genital siğillerin hızlı ve etkili tedavisi için öncelikle doğru hasta ve lezyon değerlendirmesi esastır. En hızlı sonuç, genellikle ablasyon yöntemleri ile alınır. Elektrokoterizasyon ve lazer ablasyon, tek seansta belirgin temizleme sağlayabilir. Ancak hızlı iyileşme her zaman "en iyi sonuç" anlamına gelmez; çünkü rekürrens riski daima göz önünde bulundurulmalıdır. Siğilin erken evrede fark edilip müdahale edilmesi, tedavi süresini ciddi anlamda kısaltır. Ayrıca hastanın bağışıklık sistemini güçlendiren yaşam tarzı değişiklikleri (sigaranın bırakılması, stres yönetimi, yeterli uyku, dengeli beslenme) viral temizliği hızlandırabilir. Tedavi sonrası immünmodülatör kremler veya sistemik destekler, iyileşme sürecini hızlandırmada yardımcı olabilir. Ancak tüm bu yaklaşımların uzman hekim kontrolünde, kişiye özel planlanması gerekir.

Genital Siğiller Yakıldıktan Sonra HPV Bulaşır mı?

Genital siğillerin yakılması (elektrokoter, lazer ablasyon vb.) yalnızca lezyonun görünür kısmını yok eder; ancak alttaki epitelde HPV DNA’sı kalabilir. Bu nedenle yakma işlemi sonrası bile HPV bulaştırıcılığı bir süre devam edebilir. Özellikle ilk birkaç hafta, virüs partiküllerinin ciltten ve mukozal yüzeylerden salınmaya devam etmesi mümkündür. Bu durum, partnerin enfekte olma riskini korur. Yakılan siğillerin olduğu alanlar iyileşene kadar cinsel ilişkiden kaçınılması önerilir. Bunun yanı sıra, bazı hastalarda lezyonların görünürde tamamen yok olmasına rağmen subklinik enfeksiyon varlığını sürdürür ve rekürrens riski doğurur. HPV'nin tamamen eliminasyonu, yalnızca lezyonun ortadan kaldırılmasıyla sağlanamaz; bağışıklık sisteminin virüsü baskılaması gerekir. Bu nedenle, siğil tedavisi tamamlandıktan sonra bile hastanın 6-12 ay süreyle düzenli kontrol edilmesi ve immün yanıtın desteklenmesi önemlidir.

Genital Siğil Tedavisi Tamamen Geçer mi?

Genital siğiller başarılı şekilde tedavi edilse bile, HPV virüsü vücuttan tamamen temizlenmez. Ancak bağışıklık sistemi zamanla virüsü baskılayabilir.

  • Hastaların %70’inde ilk yıl içinde HPV’ye bağlı siğiller tamamen kaybolabilir.
  • Nüks oranı ilk 3 ayda %25–30 civarındadır.
  • Bağışıklığı güçlü olan bireylerde nüks daha az görülür.
  • HPV aşısı uygulanmamış bireylerde yeniden enfekte olma riski yüksektir.

Genital Siğil Tedavi Sonrası İz Kalır mı?

Tedavi yöntemine bağlı olarak değişkenlik göstermekle birlikte, çoğu olguda iz kalmaz veya minimal iz kalır.

  • Kriyoterapi ve lazer ablasyon sonrası çoğunlukla izsiz iyileşme sağlanır.
  • Cerrahi eksizyon iz bırakma açısından daha risklidir ancak nadiren kullanılır.
  • Pigmentasyon değişiklikleri veya hipopigmente alanlar nadir olarak kalabilir.
  • İz kalmaması için iyileşme sürecinde travmadan kaçınılmalı, güneşten korunmalıdır.

Genital Siğil İçin Eczaneden Ne Alınır?

Bazı ülkelerde reçetesiz satılan ürünler mevcut olsa da, genital bölgeye uygulanacak hiçbir tedavi doktor kontrolü dışında önerilmez.

  • İmiquimod, podofilotoksin, sinekateşin gibi ajanlar hekim reçetesiyle kullanılır.
  • Eczaneden alınabilecek ürünlerin yanlış kullanımı, kimyasal yanık, hiperpigmentasyon ve yayılma gibi komplikasyonlara yol açabilir.

Dolayısıyla mutlaka dermatolog veya jinekolog değerlendirmesi gereklidir.

Genital Siğil Kesin HPV mi?

Evet. Genital siğillerin %90’ından fazlası HPV tip 6 ve 11 kaynaklıdır. Bu nedenle genital siğil tanısı konulan her hasta, HPV enfeksiyonu taşıyıcısı kabul edilir. Ancak HPV’nin yüksek riskli tipleri (örneğin 16, 18) siğil oluşturmaz; bunlar daha çok servikal displazi ve kanserle ilişkilidir.

Güncelleme Tarihi: 06.05.2025
Prof. Dr. Sezai Aydın
Editör
Prof. Dr. Sezai Aydın
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.
Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
PROF. DR. SEZAİ AYDIN
Hakkımda 1970 yılı Kırşehir’in Ulupınar Kasabası’nda doğdum. İlk öğrenimimi Konya ve Samsun Vezirköprü’de tamamladım. Orta öğrenimimi Samsun Vezirköprü’de başlatıp, Kırşehir Kale Ortaokulu’nda tamamladım. Kırşehir Lisesi’nden 1987 yılında mezun oldum. 1996 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdim. 1996 yılında Ulucanlar Cezaevi’nde doktor olarak göreve başladım. Daha sonra Ankara Adliyesi’nde Kurum Sorumlu Hekimi olarak çalıştım. Ardından Hakim-Savcı Eğitim Merkezi’nde Kurum Hekimi olarak görev yaptım. 2000 yılında Ankara Numune Eğit...
DAHA FAZLA
İLETİŞİM FORMU
Google İşletme ve Trustpilot Profili
Google İşletme ve Trustpilot Profili

Genel cerrahi hastalıkları ile ilgili tedavi sürecinizde, doğru teşhis ve etkili tedavi yöntemleriyle yanınızda olmaya özen gösteriyoruz. Burada, benimle sağlık yolculuğunu paylaşan hastalarımın gerçek deneyimlerini okuyabilirsiniz. Onların samimi yorumları, sizin için de yol gösterici olabilir.

Prof. Dr. Sezai AydınProf. Dr. Sezai AydınGenel Cerrahi Ankara
Ankara ve İstanbul: +90530 176 7069
İnternet sitemizde, kullanım deneyiminizi kişiselleştirmek, işlevselliğini geliştirmek ve iyileştirmek için çerezler kullanıyoruz. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için “İNTERNET SİTESİ VERİ GÜVENLİĞİ, GİZLİLİĞİ VE ÇEREZ POLİTİKASI AYDINLATMA METNİ”ni inceleyebilirsiniz. Ayarlarınızı değiştirmeden web sitemizi kullanmaya devam ederek, çerezleri ve diğer tanımlayıcıları kullanmamıza izin vermeyi kabul edersiniz. Çerez ve tanımlayıcı kullanımımızı sınırlandırmamızı tercih ederseniz, çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz.
Kapat