Tiroid kanseri, diğer kanserler ile kıyaslandığında daha az sıklıkta görülmesine rağmen son yıllarda tiroid muayenesi kullanımına giren ultrasonun ve şüpheli tiroid nodüllerinden yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisinin deneyimli ellerde yapılması ile tanı sıklığı artmıştır.
Kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha sık görülen tiroid kanserleri, ailesinde tiroid kanserinin görülmesi, boyuna radyasyon alınması, tek ve soğuk nodül olması gibi faktörler tiroid kanser ihtimalini artırdığı bilinmektedir.
Tiroid papiller kanseri ise tiroidde görülen kanserler içerisinde en sık rastlanan kanser türüdür.
Tiroid papiller kanseri, yavaş büyüyen ve metastaz yapsa bile sağ kalım süresi uzun olan tiroid kanser türüdür. Bu nedenle papiller tiroid kanseri, tiroid kanserleri içerisinde iyi diferansiye kanserler olarak sınıflandırılır.
Erken dönemde tanısı konulur ise, tedavi edilme ihtimali oldukça yüksektir. Tiroid papiller kanserleri geç kalındığı taktirde, boyundaki lenf nodlarına sıçrayabilir, yayılabilir (metastaz). Böyle durumlarda tiroid ameliyatı ile birlikte boyun diseksiyonu denilen boyundaki lenf nodlarının temizlenmesi işlemi de ameliyata dahil edilir.
Sonrasında hastaya atom tedavisi uygulanarak (radyo-aktif iyot tedavisi) hastanın tamamıyla sağlığına kavuşması sağlanabilir.
Tiroid papiller kanseri, hasta tarafından ya da doktor muayenesi ile tiroid bezinde nodül olarak saptanabilir veya rutin kontroller sırasında tiroide yönelik yapılan boyun ultrasonografisinde elle muayenede saptanmayacak küçüklükteki nodüller saptanabilir.
Bu nodüllerde şüpheli ultrason ve muayene bulguları mevcut ise hastaya ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılır. Eğer tanı tiroid kanseri olarak değerlendirilir ise nodülü büyüklüğüne, boyundaki lenf noduna yayılıp, yayılmadığına göre cerrahi tedavi ve sonrasında atom tedavisi (radyo aktif iyot tedavisi) düzenlenir. Bazı durumlarda boyundaki lenf nodları ele gelecek kadar büyüyebilir ve bu lenf nodlarından yapılan boyun ultrasonografisinde şüphelenildiği taktirde ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılarak patolojik tanı papiller tiroid CA olarak değerlendirilebilir.
Böyle durumlarda da tiroid bezine yönelik boyun ultrasonu ve boyun lenf nodları için yapılan boyun ultrasonografisi ile hasta değerlendirilerek cerrahi ve sonrasındaki tedavileri planlanır.
Tiroid papiller kanserinin başka bir bulgusu da tiroiddeki papiller kanserin büyüyerek ses tellerini çalıştıran sinire bası yapması ile ses kısıklığı arkaya doğru büyüyerek yemek borusuna baskı yapması ile yutma zorluğu gibi bulgular ile doktora başvurabilir, bu durumda da tiroide yönelik yapılan ultrason ya da ileri görüntüleme yöntemleri ile tiroid papiller kanseri düşünülen nodülden ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılarak tanı konulur. Sonrasında cerrahisi ve tedavisi düzenlenir.
Tiroid papiller kanseri, diğer kanserler gibi tanısı gecikir ve tedavi edilmez ise yayılma eğilimindedir (metastaz). En sık yayıldığı (metastaz yaptığı) bölge servikal lenf nodları olarak bilinen boyun lenf nodlarınadır. Tiroid papiller kanserleri, kanserli hastaların yaklaşık %8-10’unda uzak organ metastazı görülür. Görülen bu uzak organ metastazlarının yarısı da akciğerlerde görülmektedir.
Tiroid bezinde oluşan kanserlerin büyük çoğunluğu belirti vermezler. Bu hastaların büyük çoğunluğu, kontroller sırasında yapılan boyun ultrasonunda şüpheli nodül saptanmasıyla yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisi sonrası tanı alırlar. Son zamanlarda tiroid için ultrasonun yaygın olarak kullanılması tiroid kanserlerinin daha erken evrede saptanmasına ve cerrahisinde kullanılan yeni cihazlar ile kolaylıkla ameliyatı yapılmaktadır.
Papiller tiroid kanseri tanısı konulduktan sonra mutlaka boyun ultrasonu yapılarak boyun lenf nodlarına yayılıp yayılmadığı kontrol edilir. Daha sonra hastaya cerrahi planlanır. Uygulanacak cerrahi, tiroid kanserinin büyüklüğüne, boyun lenf nodlarına yayılıp yayılmadığına göre değişiklik gösterir.
Papiller tiroid kanseri ameliyatı, yaklaşık olarak 1.30-2 saat kadar sürmekte ve hasta ertesi gün taburcu edilmektedir. Taburcu edildikten sonra hastalar 1 ya da 2 gün sonra banyo yapabilir. Ameliyat yerinin dikişi aldırılma ihtiyacı duyulmaz. Sosyal hayatına hızlı bir dönüş sağlar. Uygulanacak olan atom tedavisi de nodülün büyüklüğüne, boyundaki lenf noduna yayılımına göre planlanır ve hasta atom tedavisi için Nükleeer Tıp bölümüne yönlendirilir.
Papiller tiroid kanseri ameliyatı, ameliyathane şartlarında ve genel anestezi altında yapılır. Tiroid cerrahisiyle uğraşan hekimlerin büyük çoğunluğu bu ameliyat için Loop denilen büyütücü gözlükler kullanırlar, ameliyatta oluşacak sinir hasarını en aza indirmek için sinir monitörizasyonu kullanılır.
Papiller tiroid kanseri ameliyatı sornası, hasta ertesi gün taburcu edilerek taburculuk sonrası süreç (ne zaman banyo yapacağı, ne zaman sosyal hayata dönebileceği, seyahat engeli, ilaç kullanımının nasıl olacağı, atom tedavisi ihtiyacı, pansuman ihtiyacı, dikiş alınıp-alınmayacağı, diyet programı) ayrıntılı bir şekilde anlatılır.
Tiroid kanserlerinin büyük çoğunluğu foliküler hücrelerden kaynaklanan iyiferansiye tümörlerdir. Papiller, folliküler, hurthle hücreli kanserlerdir.
Meduller kanserler, tiroid kanserlerinin %5’ini oluşturur. Anaplastik kanserler ise nadir görülmekle birlikte agresif seyirli tümörlerdir.
Tiroid kanseri en sık görülen endokrin kanserlerden biridir. Tiroid kanserleri içerisinde en sık papiller kanser görülür. Prognozu oldukça iyidir. Erken tanı konulduğunda tek başına cerrahi yeterlidir.
Tiroid kanserleri tedavisinde bezin tamamı alınır. Gerektiği durumlarda boyun lenf nodları temizlenir. Genellikle cerrahi tedaviden sonra radyoaktif iyot tedavisi planlanır.
Hastanın tiroid kanseri hikayesi ayrıntılı şekilde alınmalı, tiroid hormonları kontrol edilmeli, muayenesi yapılmalı, tiroid ultrasonu, gerektiğinde sintigrafi ve iğne biyopsisi yapılmalıdır.
Aile öyküsü, boyna radyasyon alınıp-alınmadığı, yaşadığı bölge ve kullandığı ilaçlar, hastanın nefes almada zorluk, ses değişikliği, yutma güçlüğü gibi şikayetleri sorgulanmalıdır. Fizik muayenesi yapılmalı, boyun lenf nodları muayene edilmelidir. Tüm bu incelemeler kanser olasılığını ve tanısının doğruluğu açısından önemlidir.
Yüksek şüpheli durumlarda; ailede tiroid kanser öyküsü, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, radyasyon öyküsü, boyunda lenf nodu varlığı, tek solid-soğuk-inmobil ve kısa sürede büyümüş tiroid nodülleri kanser açısından risk içerir. 20 yaş altında- 60 yaş üzerinde yeni nodül gelişmesi, iğne biyopsi sonucunun şüpheli olarak değerlendirilmesi tiroid kanser riskinin yüksek olduğunu gösterir.
Tiroid ultrasonu, tiroid hastalıkları tanısında en çok kullanılan yöntemdir. Tiroid nodülünün solid-kistik ayrımını, boyutlarını ayırt etmeyi sağlar ve iğne biyopsiye de kılavuzluk eder. Tiroidde yapılan iğne biyopsisi yüksek oranda doğru sonuç verir. Yapılan biyopsinin yetersiz materyal olarak değerlendirilmesi biyopsinin tekrarını gerektirir. Bu nedenle deneyimli doktorlar tarafından biyopsi yapılması önemlidir.
Tiroid biyopsisi şüpheli ya da kötü huylu değerlendirildiğinde, cerrahi yapılmalıdır. Tiroid hormonlarının düşüklüğü ya da fazlalığı durumunda cerrahi öncesi mutlaka tedavi edilerek normal sınırlara getirilir, sonrasında cerrahi uygulanır.
Tiroid bezinin iyi huylu lezyonlarının cerrahisinde, eğer lezyon tek bir lobda ise, tek taraflı lobektomi (tek taraflı total tiroidektomi) yeterli olur.
Tiroid bezi kanserlerinin cerrahi tedavisinde total tiroidektomi denilen bütün tiroid dokusu çıkarılır. Deneyimli cerrahlar tarafından yapılmalıdır. Oluşacak komplikasyonlar tecrübeli ellerde çok düşüktür. Son yıllarda kullanılan yeni teknolojik cihazlar ile olası riskler ve komplikasyonlar oldukça azaltımıştır.
Hastanede kalış süresi genellikle 1 gün olup, ameliyat sırasında kullanılan sinir mönitorizasyonu ve yeni cerrahi aletler ile ameliyatın süresi kısalmakta, oluşan komplikasyonlar oldukça azalmaktadır. Hastanın operasyondan sonra kullanması gereken tiroid ilaçlarını düzenli kontroller ile düzenlenerek sürekli kullanması gerekmektedir. Hastalar genellikle ameliyatın ertesi günü taburcu edilirler, normal beslenmeye geçerler, taburculuk sonrası ertesi gün banyo yaparlar ve ameliyat kesisi estetik ve eriyen dikişler kullanıldığı için sonrasında dikiş aldırmaları gerekmez.
Tiroid kanseri gibi baş boyun bölgesindeki kanserler genellikle boyun bölgesindeki lenf bezlerine yayılırlar. Böyle bir durumda kanserli organın çıkarılmasına ek olarak kanserden etkilenen lenf bezlerinin de çıkarılması gerekir. Bu amaçla hastanın tiroid kesisinin hangi taraf lenf bezleri çıkarılacak ise o tarafa doğru boynun yan tarafından yukarı uzanan bir kesi olur. Bu ameliyatta bazen lenf bezlerinin yanı sıra kas ve damar yapılarının da beraberinde çıkarılması gerekebilir.
Boyun diseksiyonu kanserin cinsine, yerleşim yerine, hangi evrede olduğuna, hastanın durumuna ve lenf bezlerinin tutulumuna göre ameliyatın şekilde değişebilir. Boyun diseksiyonu kanserli organın ameliyatıyla birlikte yapılabildiği gibi başka bir seansda da yapılabilir.
Lenf bezlerinin çıkarılmasının amacı kanserin bu bölgeye yayılımını önlemek yada yayılan bölgedeki lenf bezlerinin temizlenmesini sağlamak için yapılır
Sinir monitörizasyonu hastanın ameliyat sırasında ses tellerine giden sinirin kolayca saptanmasını ve korunmasını sağlamak amacıyla ameliyat sırasında anestezi tarafından hasta uyuduktan sonra boğazına yerleştirilen tüpe sarılan bir alıcı sayesinde ameliyat sırasında kullanılan kalem benzeri bir prop ile ses tellerine giden sinir uyarılır ve monitörden bunun sinir olduğu doğrulanır ve ameliyat süresince bu sinir korunarak ameliyat sürdürülür böylece ameliyat sırasında oluşabilecek sinir hasarı ve sonrasında hastanın ses tellerine zarar verilmemiş olur
Çocuk anne karnın da iken tiroid bezinin normal yerine doğru göç ettiği yol üzerinde doğum sonrası dönemde boyunda görülen en sık doğumsal kistik kitlelerdir. Çoğu çocukluk döneminde saptanır ancak ileri yaşlarda da görülebilirler.
Boyunun orta hattında dil haraketi ve yutkunma ile hareket eden küçük şişlik şeklindedirler eğer enfeksiyon kaparlarsa kistlerde Ağrı kızarıklık ve büyüme görülür. Tanısı hastanın hikayesi muayenesi ve ultrason ile konulur. Enfeksiyon varsa antibiyotik tedavisi sonrası cerrahi planlanır ve cerrahide kistin tekrarını önleyecek şekilde çıkarılması sağlanır.
Cerrahisinde hasta hastaneye başvurur aynı gün ameliyat edilir ameliyat sonrası 3-4 saat sonra yemek yemeye başlar ertesi gün pansumanı yapılarak taburcu edilir başka pansumanla gerek duyulmaz taburcu olduktan 1 gün sonra banyo yapılır ve 1 hafta sonra kontrol muayenesi yapılır. Cerrahi olarak hasta açısından konforlu bir ameliyattır.